İnsan önce bir şeyleri düzeltmeye kendinden başlamalıdır. Kişinin önce kendi hayâtına yönelip yoğunlaşması bir bencillik göstergesi değildir. Bilakis kendisini inşâ merkezi kabûl e…

İnsan önce bir şeyleri düzeltmeye kendinden başlamalıdır. Kişinin önce kendi hayâtına yönelip yoğunlaşması bir bencillik göstergesi değildir. Bilakis kendisini inşâ merkezi kabûl edip toparlanmaya başlarsa bu, zamanla çevresine sirâyet eder ve inşâ süreci bir kişiden filizlenerek halka halka genişleyip toplumu canlandırır. Her insanın içinde tutuşmaya ve tutuşturmaya her an hazır bulunan bir fitil vardır. Bu fitili tutuşturacak olan şey, bize aydınlanıp aydınlatmak misyonunu bahşeden Hakk (cc) ile yaşantımız boyunca meşgûl olmaktır. Lâkin bu hâlin canlılığını muhāfaza edebilmek pek zordur.
Meşgûliyeti korumak için hatırlatıcılar kurmak gerekir. ‘Sādıklarla ve sālihlerle berâber olun’ emrine riāyet etmekle bu büyük ölçüde mümkün olacaktır. “Ey îmân edenler! Allâh’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla berâber olun.” (Tevbe, 119.) Hemhâl olmayı tercîh ettiğimiz kişilerle kurduğumuz bağın güçlenmesi sonucunda ortak bir dâvâ ve dâvâ için mücâdele edecek bir duruş kazanmış oluruz. Asıl mesele kendimizi hakīkat dâvâsına kazandırdıktan sonra yaşantımızın mecbur kıldığı mecrâlarda da bu duruşu doğru sergileyerek bizde tutuşmuş olan fitilin alevlenmesine vesîle olmaktır. Yandık, yaktık halka halka büyüdük…
Hangi Duruş Bize Sāhip?
Tohum
Sendeki İslâm ve îman ödünç olmasın. Senin Allah’tan korkun, orucun, namazın ve seher vakitlerindeki uykusuzluğun ancak …
Tohum
Hepimiz alışveriş ediyoruz ve birbirimizi alışverişe dâvet ediyoruz. Yeniçağın yeni adıyla hepimiz TÜKETİCİYİZ. Her ne k…
Tohum
**Kalbin Fânîlerle Dolu İken Hakk’ı Göremezsin** Ey câhil! Kalbin fânî varlıklarla dolu iken Hakk’ı nasıl görecek? Sen e…