“Eşim işten eve geldiğinde; süslenmiş, giyinmiş-kuşanmış (takı takınmış), koku sürünmüş, son derece havalı ve güleryüzlü bir şekilde her zaman kapıyı benim açmamı, onu karşılayıp k…

“Eşim işten eve geldiğinde; süslenmiş, giyinmiş-kuşanmış (takı takınmış), koku sürünmüş, son derece havalı ve güleryüzlü bir şekilde her zaman kapıyı benim açmamı, onu karşılayıp kendisine sevgi gösterisinde bulunmamı istiyor. Ben bu isteğe uymak istiyorum ama ev hâli; genellikle günlük işlerim bitmiyor. O geldiğinde iş kıyâfetimi değiştirmeye fırsat bulamamış olabiliyorum. O zaman işi büyüterek, biraz da naz ederek kinâyeli sözler söylüyor. Bâzen bu sözler çok sivri olup canımı yakıyor. Bana “Sen beni dinlemiyorsun... Eve geldiğimde; karşımda hayat arkadaşım, gönül sultânımı görmek istiyorum bir hizmetçiyi değil!.. Sen böyle yapmakla hakkım olanı yaşamamı engelliyorsun.” diyor. Hâlbuki ben ev işlerini yapacağım diye eşim için kendimi helâk ediyorum, o ise yaptığım işleri küçümsüyor, beni hizmetçiye benzetiyor. Dînen o mu haklı, ben mi haklıyım?”
Sevgili Hanımlar, İslâm dîni Müslüman kadın ve erkeklerin evlenip yuva kurmalarına çok önem vermektedir. Yüce Allah Kur’ân-ı Kerîm’de “Size onlar sâyesinde veya onlarla huzur ve sükûnete ermeniz için kendi cinsinizden eşler yaratması ve aranızda sevgi ve merhamet halketmesi O’nun kudretinin alâmetlerindendir. Bunda düşünen bir topluluk için işâretler vardır” (er-Rûm 30/21) buyurmuştur. Hz. Muhammed (sav) de hadislerinde Müslümanları evlenmeye teşvik etmiştir. Bir hadîs-i şerîfinde şöyle buyurmuştur: “Ey gençler, sizden evlenmeye güç yetirenler evlensin” (Buhârî, “Nikâh”, 3; Müslim, “Nikâh” 1). Başka bir hadîsinde de “Peygamberlerin dört sünneti vardır” demiş ve dördüncü olarak evlenmeyi saymıştır (Tirmizî, “Nikâh”, 1; Müsned, V, 421). Bu âyet ve hadislerden anlaşılmaktadır ki İslâm dîni kadın ve erkeğin birbirinden uzak durmasını değil meşrû bir nikâhla yâni sağlıklı ve temiz bir zeminde, birarada yaşamasını istemektedir. Çünkü kadın ve erkek birbiri için yaratılmıştır. Bu durum onlar için Allâh’ın bir lutfudur. Ayrıca evlilik, kocanın karısına verdiği “sağlam bir temînât”tır (en-Nisâ 4/21). Bu noktadan sonra iş, tarafların birbirleriyle güzel geçinerek hayatlarını sürdürmelerine kalmaktadır.
Bu konuda Kur’ân-ı Kerîm, erkeklere kadınlarla iyi geçinmesini tavsiye ederek şöyle buyurmuştur: “Kadınlarınızla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmadı iseniz bile… Olabilir ki bir şey sizin hoşunuza gitmez de Allah onda birçok hayır takdir etmiş bulunur” (en-Nisâ 4/19)****. Kadınlara hitâben de Hz. Muhammed (sav) hadislerinde şöyle buyurmuştur: “Dünyânın hepsi metâ, eşyâdır. Ve dünyânın en hayırlı varlığı ise sâlihâ (vazîfelerini tam olarak yapan doğru kadın)dır.” (İbn-i Mâce, I/596), “Kadınların en hayırlısı, kocası ona baktığı zaman mesrûr olur, bir şey söylediğinde emrini yerine getirir. Nâmusunda ve malında, kocasının hoşlanmayacağı bir harekette de bulunmaz.” (et-Tâc, II/283)
Tohum
Sendeki İslâm ve îman ödünç olmasın. Senin Allah’tan korkun, orucun, namazın ve seher vakitlerindeki uykusuzluğun ancak …
Tohum
Hepimiz alışveriş ediyoruz ve birbirimizi alışverişe dâvet ediyoruz. Yeniçağın yeni adıyla hepimiz TÜKETİCİYİZ. Her ne k…
Tohum
**Kalbin Fânîlerle Dolu İken Hakk’ı Göremezsin** Ey câhil! Kalbin fânî varlıklarla dolu iken Hakk’ı nasıl görecek? Sen e…