Evlilik dediğimiz şey sadece iki kişinin aynı evde yaşaması değildir. Aslında bu, iki ayrı geçmişin, iki farklı bakış açısının, iki başka dünyanın bir araya gelmesidir. İşte tam da…

Evlilik dediğimiz şey sadece iki kişinin aynı evde yaşaması değildir. Aslında bu, iki ayrı geçmişin, iki farklı bakış açısının, iki başka dünyanın bir araya gelmesidir. İşte tam da bu yüzden “biz” olabilmek önemlidir; fakat tek başına yeterli değildir. Çünkü evlilikte sağlıklı bir “biz” olabilmek için, önce sağlıklı bir “ben” olabilmek gerekir.
Ne yazık ki toplum olarak, birlik ve beraberlik fikrini o kadar kutsallaştırıyoruz ki, bireyin kendisi olmasına yeterince alan bırakmıyoruz. Oysa evlilik, kendinden vazgeçmeden eşlik etmeyi öğrenme yolculuğudur. Bu yazıda tam da bunu konuşacağız: Kendimizi kaybetmeden birbirimize nasıl eş olabiliriz?
Evlilik denilince genelde akla birlikte yaşamak gelir. Aynı evde oturmak, aynı yastığa baş koymak, birlikte yaşlanmak... Hep bir “beraberlik” hali. Toplum olarak birlikte olmayı çok önemsiyoruz. Aile bağları, özel günlerde bir araya gelme kültürümüz, “biz” olmayı kutsayan sözlerimiz hep bunun göstergesi. “Bir yastıkta kocayın” deyimi de bu anlayışın güzel bir örneğidir.
Tohum
Sendeki İslâm ve îman ödünç olmasın. Senin Allah’tan korkun, orucun, namazın ve seher vakitlerindeki uykusuzluğun ancak …
Tohum
Hepimiz alışveriş ediyoruz ve birbirimizi alışverişe dâvet ediyoruz. Yeniçağın yeni adıyla hepimiz TÜKETİCİYİZ. Her ne k…
Tohum
**Kalbin Fânîlerle Dolu İken Hakk’ı Göremezsin** Ey câhil! Kalbin fânî varlıklarla dolu iken Hakk’ı nasıl görecek? Sen e…