**“O kullarım ki, onlar sözü dinlerler, sonra da en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allâh'ın kendilerine hidâyet verdiği kimselerdir. İşte temiz akıllılar da onlardır.”** **(Zümer, 1…

“O kullarım ki, onlar sözü dinlerler, sonra da en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allâh'ın kendilerine hidâyet verdiği kimselerdir. İşte temiz akıllılar da onlardır.” (Zümer, 18.)
Karar vermemiz gereken durumlarda karşımıza çıkan seçeneklerin çokluğu lehimize midir yoksa aleyhimize midir? İyi, kötü ve orta halli seçeneklerin arasında buluruz hep kendimizi. Bize verilen irâdeyi kullanarak olayın gidişatını belirleyecek karârı vermemiz gerekir çoğu zaman. Kafa karışıklığını netlik önler. O halde orta halli, sık ‘ama’lar ile yönünü değiştiren cümleler yerine net olanı, bir yönü olanı tercîh etmek bizi zihnen daha güvende kılar. Orta halli kararların yanında net olsa da vazgeçtiğimiz, adım atıldığı andan itibâren yanlıştan yanlışa ara vermeksizin bizi koşturan kötü seçenekler de vardır. Bunlar Mü’min’in uzak kalması gereken ve gerek kāl diliyle gerekse hâl diliyle kesinlikle onaylamadığı noktalardır.
Geriye, şuurlu olmaya niyetli ve gayretli her mü’min’in tek tercîhi iyi seçenekler kalıyor. İyi olan güzeldir, doğrudur, kalbe serinlik verir. Hülâsa bizi ilgilendiren, seçeneklerin azlığı ya da çokluğu değil, gönül haritamıza uygunluğudur.