Hamîd kelimesi, “iyilik, güzellik ve erdemlilikle niteleyip övmek” anlamındaki hamd masdarından türemiş bir sıfattır. “Övülen, övgüye lâyık bulunan” ve “öven” mânalarına gelir. Ebû…

Hamîd kelimesi, “iyilik, güzellik ve erdemlilikle niteleyip övmek” anlamındaki hamd masdarından türemiş bir sıfattır. “Övülen, övgüye lâyık bulunan” ve “öven” mânalarına gelir.
Ebû Mansûr el-Mâtürîdî, el-Hamîd’i “kendisine hiçbir yerginin yönelmediği varlık” ve “dıştan bir sebep olmaksızın zâtıyla övgüye lâyık bulunan” şeklinde tanımlamıştır. O’nun dışındaki herkes, yine O’nun lutfu sayesinde övülmeye hak kazanır.
Mâtürîdî ayrıca el-Hamîd kelimesinin “öven” anlamına da gelebileceğini belirtir. Şöyle ki: Allah, insanların güzel fiil ve davranışlarını över ve onları mükâfatlandırır. Fakat kullarını bu fiillere muvaffak kılan da yine kendisidir.
Kur’ân-ı Kerîm’de “hamd” kavramı birçok ayette geçmekte ve daima Allah’a nispet edilmektedir.