Muhteşem bir havaalanı yolculuğumuzun ardından şimdi Afrika’nın incisi, filmlere konu olan ve uzun süredir merak ettiğimiz Madagaskar’dayız. Yeryüzünün en büyük dördüncü adası olan…

Muhteşem bir havaalanı yolculuğumuzun ardından şimdi Afrika’nın incisi, filmlere konu olan ve uzun süredir merak ettiğimiz Madagaskar’dayız. Yeryüzünün en büyük dördüncü adası olan bu topraklar, sadece doğasıyla değil, aynı zamanda tarihî ve kültürel birikimiyle de büyüleyici bir yer. Adanın geçmişi, Asya, Afrika ve Endonezya’dan göç edenlerden Müslüman Araplara kadar farklı kökenlerden gelen insanların etkisiyle şekillenmiş ve bu da Madagaskar’ı renkli bir kültürel mozaik hâline getirmiş.
Ne yazık ki, Afrika’nın diğer birçok bölgesi gibi Madagaskar da uzun yıllar sömürge altında kalmış. Fransızların adayı sömürdüğü dönemlerde yerel halkın kaynakları tüketilmiş ve kültürel miraslarına zarar verilmiş. Ancak tüm bu zorluklara rağmen, halk kendi köklerinden gelen değerleri yaşatmayı başarmış. Şimdi bu eşsiz adayı keşfetmeye başlayalım.
Yolculuğumuza başkent Antananarivo’dan başlıyoruz. Şehrin adı bile egzotik ve büyüleyici, değil mi? Yerel halkın deyimiyle “Tana” olarak bilinen bu şehir, adanın ticaret ve kültür merkezi. Tıpkı bizim Kapalı Çarşı’mız gibi burada da rengârenk hediyelik eşyaların, el işçiliği ürünlerin bulunduğu bir el sanatları çarşısı var. Çarşıda dolaşırken ahşap oymacılık eserleri, el yapımı mücevherler ve dokuma ürünler dikkat çekiyor. Her bir ürün, halkın yetenek ve estetik anlayışını yansıtıyor.
Tohum
Sendeki İslâm ve îman ödünç olmasın. Senin Allah’tan korkun, orucun, namazın ve seher vakitlerindeki uykusuzluğun ancak …
Tohum
Hepimiz alışveriş ediyoruz ve birbirimizi alışverişe dâvet ediyoruz. Yeniçağın yeni adıyla hepimiz TÜKETİCİYİZ. Her ne k…
Tohum
**Kalbin Fânîlerle Dolu İken Hakk’ı Göremezsin** Ey câhil! Kalbin fânî varlıklarla dolu iken Hakk’ı nasıl görecek? Sen e…