Evlilik yolculuğuna çıkarken herkes, mutlu ve sağlıklı bir evlilik için bu yola çıkar. Toplumumuzda “mutlu son” olarak adlandırılan evlilik, aslında “mutlu bir başlangıçtır.” Bu mu…

Evlilik yolculuğuna çıkarken herkes, mutlu ve sağlıklı bir evlilik için bu yola çıkar. Toplumumuzda “mutlu son” olarak adlandırılan evlilik, aslında “mutlu bir başlangıçtır.” Bu mutlu başlangıcı sürdürmek ise yine bizlerin elinde. Kimse evlenirken boşanmayı düşünmüyor elbette. Fakat kimse ilişkiyi boşanmaya götürebilecek sebepleri, davranışları tam anlamıyla da bilmiyor. Çoğu zaman sevmenin yeteceğini düşünüyoruz ve yıllar geçtikçe sevginin de yetemediğine şahit oluyoruz. İşte sevgiyi de evinizde baktığınız bir çiçek gibi düşünün. Gerekli özeni göstermezseniz yavaş yavaş solmaya başlar, hassas davranmazsanız kırılır. Bazen yeri değişir, bazen toprağı. Bizim üzerimize düşen ise onu korumak, kollamak; yaşatmak için elimizden geleni yapmak. Peki, biz elimizden geleni yapıyor muyuz? Ya da nasıl yapabiliriz?
Çevrenizde yeni evli ya da uzun süreli evli olmak üzere çeşitli evliliklere şahit olmuşsunuzdur. Genellikle yeni evli çiftlerin birbirine aşkla baktığını görürken, uzun süreli evliliklerde aynı aşkı göremeyiz ya da bazen çeşitli çatışmalara şahit oluruz. Bununla birlikte, yıllar geçmesine rağmen birbirine hâlâ aynı aşkla bakabilen çiftlere de şahitlik ederiz, değil mi? Peki, onları birbirinden ayıran sebep ne? Elbette, sevgilerini besleyip beslemedikleri. Sevgisine sahip çıkan, onu beslemeyi başaran çiftler ömür boyu birbirlerine aşkla bakabilecek enerjiyi de içinde taşıyabilirler.
Sevgiyi besleyebilmek için eşlerin benzer kişilik özelliklerine sahip olması gerektiği gibi bir yanlış algı da var. Eşlerin kişilik özelliklerinin benzerliği sürdürülebilir ilişkide önemli bir rol oynasa da, yapılan araştırmalar eşlerin ilişkiyi sürdürebilmeleri için benzer kişilik özelliklerine sahip olmalarının yeterli olmadığını gösteriyor. Evliliği sürdürürken ortak hedeflerle, ortak beklentilerle yol alabilmek ve elbette bu hedefler için birlikte çaba göstermek çok önemli. Yani çiftlerin sevgiyi sürdürebilmeleri için ortak bir yaşam amacına sahip olmaları gerekiyor. Burada eşimize nasıl baktığımız, ona nasıl yaklaştığımız çok önemli. Çünkü toplumumuzda yapılan evliliklerde birçok kişinin birbirini değiştirmeye çalıştığını, kendi safına diğer tarafı çekmeye çalıştığını görüyoruz. Bu da şu anlama gelir: “Seni olduğun hâlinle kabul edemediğim için seni değiştirmeye ihtiyaç duyuyorum. Eğer benim istediğim gibi biri olursan seninle evlenirim.” Bu şekilde açıkça ifade ettiğimizde, normalleşmiş bu durumun ne kadar da acı olduğunu hepimiz fark ediyoruz. Bu yüzden değiştirmek zorunda kalmayacağınız, olduğu hâliyle kabul edebileceğiniz biriyle evlenmelisiniz.
Tohum
Sendeki İslâm ve îman ödünç olmasın. Senin Allah’tan korkun, orucun, namazın ve seher vakitlerindeki uykusuzluğun ancak …
Tohum
Hepimiz alışveriş ediyoruz ve birbirimizi alışverişe dâvet ediyoruz. Yeniçağın yeni adıyla hepimiz TÜKETİCİYİZ. Her ne k…
Tohum
**Kalbin Fânîlerle Dolu İken Hakk’ı Göremezsin** Ey câhil! Kalbin fânî varlıklarla dolu iken Hakk’ı nasıl görecek? Sen e…