Mutluluk Balonu / Hatice Beyazıtlı

Güzeller güzeli bir şehirde mutluluk sevgi saygı yardımseverlik balonları satan bir dükkân varmış. Kasabadaki bütün insanlar ihtiyâcı olan balonu satın alır, evine götürüp evin ortasında iğneyle patlatırmış. Balonun içindeki duygu tüm eve dağılır böylece evde yaşayanlar en çok ihtiyaçları olan duyguya kavuşurmuş. Şehrin en uzak kasabasında oturan Levent de en çok ihtiyaç duyduğu mutluluk balonunu almak için baloncu dükkânının yolunu tutmuş. Büyük bir istekle çalmış dükkânın kapısını. Kapıyı tebessümle açan baloncuya “Bir tane mutluluk balonu alabilir miyim?” diye sormuş. “Tabii evlat ama sen istersen diğer balonlara da bir gözat.” diye yanıtlamış baloncu amca. Levent hiç tereddüt etmeden hayatta en çok istediği mutluluk balonuna yönelmiş. Baloncuya karşılığını fazlaca verip eve dönmüş. Eve dönünce ilk işi bütün âileyi evin ortasında toplayıp iğneyle mutluluk balonunu patlatmak olmuş. Aradan biraz zaman geçmiş ama evde hiçbir değişiklik olmamış. Levent herkesin mutlu olmasını beklerken bütün ev suratı asık bir şekilde geziyormuş. Levent tekrardan yollara düşmüş. Uzun uzadıya geçen bir yolculuktan sonra baloncu dükkânına gelip olan biteni baloncuya anlatmış.

Baloncu büyük bir vakarla: “Evladım o gün sen geldiğinde mutluluğa çok istekli olduğunu gördüm. Ama mutluluk tek başına yakalanacak bir şey değildir. Önce mutluluk merdivenlerini tek tek çıkacaksın. Şimdi sen şu en başta gördüğün saygı balonunu götür bakalım.” demiş.

Levent baloncunun dediği gibi saygı balonunu alıp evine dönmüş. Daha sonraysa sırayla tek tek sevgi hoşgörü şefkat yardımseverlik balonlarını alıp evinde patlatmış. Aradan uzun bir zaman geçmiş olmasına rağmen Levent baloncu dükkânına tekrar gitmeyince baloncu Levent’i çok merak etmiş ve bu sefer Levent’in yanına o gitmiş.